Reklam

Yayınevleri kendilerine gelen dosyaları nasıl seçiyor? Kırmızı Kedi Yayınları'ndan Masum Gök yanıtlıyor

Edebiyat Atölyesi Dergisi bahar sayısının Editör 4 Soru bölümünün konuğu Kırmızı Kedi Yayınları’ndan Masum Gök. Kırmızı Kedi İletişim Koordinatörü Masum Gök yayıncılık alanına dair merak edilen soruları yanıtladı.    

Yayınevleri kendilerine gelen dosyaları nasıl seçiyor?  Kırmızı Kedi Yayınları'ndan Masum Gök yanıtlıyor
22 Mart 2021 - 12:50
Yayınevinden gelen dosyaları hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz?
Yayınevine gelen dosyaları siyasi, edebi, tarih, felsefe, sosyoloji gibi alanlara ayırarak yetkili editörlerimize gönderiyoruz. Bu editörlerimiz gelen dosyaları incelip yayın kuruluna bir rapor sunuyor. Yayın kurulu da bu rapor üzerinden gelen dosyaları inceliyor.

Pandemi sürecinde en çok hangi temalar üzerine dosyalar aldınız?
Bu süreçte insanların evlerinde daha çok vakit geçirmesine müteakip yayınevimize ulaşan dosyaların sayısında önemli bir artış oldu. Bazı günler 50 farklı dosyanın geldiği oldu. Gelen dosyaların büyük bir kısmı da roman ve hikâye türünde. İnsanların hikâye ve romana yönelmesi bu süreçte yaşadıkları yalnızlık psikolojisiyle ilgili diye düşünüyorum.

2021 yılı Kırmızı Kedi Yayınevi için nasıl başladı?
Genel olarak her sektörde yaşanan durgunluk maalesef yayıncılık dünyasında daha da yakıcı olarak hissediliyor. Biz bu duruma rağmen kalitemizden taviz vermeden kitaplarımızı yayımlamaya devam ettik. George Orwell’ın Hayvan Çiftliği’ni Sevin Okyay, 1984’ü Ferit Burak Aydar gibi iki değerli çevirmenin çevirisi ile yayımladık. Yine Necati Tonga ve Tahsin Yıldırım’ın hazırladığı Orhan Veli Kanık külliyatı, mimarlık alanın öncülerinden olan Doğan Hasol, Doğan Kuban ve Doğan Tekeli ile yapılan röportajlardan oluşan Mimar Doğanlar çok ses getiren kitaplarımızdan oldu. Siyasi alanda ise İlker Başbuğ’un yeni kitabı ve Murat Ağırel’in Parsel Parsel kitabı ile 2021 yılına hızlı bir giriş yaptık diyebiliriz.

Türkiye’de yayıncılığa yönelik değerlendirmeniz nedir?
Bu soruya herkes gibi “Yayıncılık istenilen düzeyde değil” gibi klişe bir cümle ile başlamayacağım. Birçok eksikliğe rağmen Türkiye’de hâlâ ciddi bir okur kitlesi var. Bununla birlikte Türkiye’de yayıncılığın geleceğini belirleyecek en önemli konu olan dijitalleşmeye değinmek istiyorum. Biz yayınevi olarak dijitalleşmeyi korku duvarı olarak görmüyoruz. Tam aksine dijitalleşmenin bütün nimetlerinden faydalanan ve kitaplarımızı daha geniş bir kitleye ulaştırmak için sonuna kadar kullanıyoruz. Türkiye’de yayıncılık dünyasının dijitalleş- me konusunda kafasının şu an çok net olduğunu maalesef söyleyemem. Ama yayıncılık dünyasının geleceğin de dijital dünya ile uyumlu çalışmasına bağlı gibi gözüküyor