İki bin dokuz yüz on bir

Furkan Zihni Özen 
Güneş doğuyor veya batıyor. Emin değilim. Oda leş gibi kenevir kokuyor. Korkuyorum. Kapı çalıyor, açıyorum. Yalnızca aralık ürpertisi. Sokakta kadınlar volta atıyor. Seslerini dinliyorum. Zaman ilerledikçe sesler azalıyor. Sokağa giren otomobillerin sesi beraberinde ayak seslerini götürüyor. Al bunu al bunu alalal! Birileri bağırıyor, birileri sürekli bağırıyor. Birileri hep bağırdı! Çekme lan, bırak o telefonu, çekme demedim mi !? Çat. Pat. Küt. En son ne zaman gazete aldım, ne zaman küfrettim bir politikacıya?ekmeceden biraz daha kenevir. Zıvana bitmiş. Bir kitabın kapağını koparmalı ya da bir kartvizit bulmalıyım. Cüzdanda hiç kartvizit yok. Biraz para ve kardeşimin fotoğrafı. Hadi abicim barış işareti yap, fotoğrafını çekeceğim. Barışın, çocukların ellerinde olduğuna inandığım zamanlardı. İki mi abi, iki miydi o?
Akan tavan tüm kitapları ıslatmış. Kitaplığı hiç satmamalıydım. Sadece masanın altındaki birkaç kitap kuru kalabilmiş. Kapital’in ilk cildi. Ön ve arka kapağı yok, sırtındaki kâğıt yumuşak. İş görmez. Karamazov Kardeşler… Hediyeydi, yapamam. Taocu Sevişme ve Seks. Hayır, bunu seviyorum. Özgürlükler Hukuku. Komik. Bundan daha ironik isim ancak Hukuk ve Adalet gibi bir şey olabilirdi. On yıl olmuş mudur kapağını açmayalı? Yazarı, bir zamanlar, keşke bizim fakültede ders verse dediğim hoca.
Borçlu burada ifayı gerçekleştiremezse…
-Lan, Yusuf! Parkan yakışmış.
-Eyvallah Mehmet Esasen birçok sebebin bir zararın meydana gelmesinde ne ölçüde etkili oldukları…
-Yusuf!
-Ne var, yine telefonla mı uğraşıyorsun? Dersi dinlesene artık. Yine alttan mı alalım şu dersi? Peki o zaman müeyyidesi ne olacaktır?
-Kaboğlu açığa alınmış.
-Ciddi misin! İşte burada normlar çelişiyor. Çeşitli içtihatlar mevcut fakat… -Şakası mı olur lan bunun.
-Bizimkilere haber sal. Benimle Berfin diğer siyasetlerle konuşuruz. Havuzluda buluşalım.
İşkenceyle gözaltı, 2911’e aykırı hareket, baba dayağı. Berfin’i özledim. Parkamı da.
 

 

edebiyat atölye edebiyatatölyesi dergi öykü öyküler