Can Ülgen yazdı... Haziran
Can Ülgen
kadın
göğüslerinde tüy bitmemiş, yaşamı biriktirmiş
ben ise onun sütünde yürüyorum
tanrıya iki mısra yollasın diye yalvarırken
iki şair ile tanışıyorum
diyorum onlara da benim elim yara
ama biz yokluğuz
ki bilinir
yarayı tuza basarak emip
öyle dayanıyoruz açlığa
şairdi
biraz daha elini uzatsa boyu göğe değerdi
mısra çalardı sanki tanrı ona yollamıyormuş gibi
atkısı ince mecmua
kalbi nüshasız el yazısı
dünya ona da dünyalanansın
madem ki böyle dedin
kelime rahminden topla beni.
şairdi
radyoların atlıları dadanırdı kapısına
frekansları yularlara çevirdiği için
tuttu o yuları ardından dağlarla
kelimedir, söze vurgun bir hatıra
dün helal ki sana, bugün cumartesi oldun
kırk yıllık bir kahve falına bakar gibi
rastladık her yolun sonunda yalnızlığa
şairdi
cepsizliği kelimeleri dökerdi rıhtımından
hayatı denizden ayrılan bir kayığa benzerdi
sonu bucaksız bir alan
bir daha asla kıyıya varmayan
ne diye denizlerde aşkı ararsın
şairsin
kalbin, yırtık hazine atlası
bundandır
yüzmen de yok, farklı yüzlerin de
ömrün ayak izlerinden belli.
dünya bir elektrik direği gibi kaldırımları emziren
değil mi ki kalbim bir göç cumhuriyeti
sen var ya bacalarında huzur tüten evsin
kuşları camlarından gurbete özendiren.
yürü Haziran, gerisin geri.