Reklam

Kız çocuğu isimleri antolojisi

Kız çocuğu isimleri antolojisi
25 Aralık 2021 - 14:31

Pelin Şanlı Türgen 
 

                              Ve ne zaman sıklamenler  buhurumeryem oldu
                              aşk kemiğinden la lobayı boğdu

Kaminos de leche i miel* 
Dişil sezgi haykırdı bir anda
Unutulmuş ilk dünya toprağının
Söz dinlemeyip sızınca kaldırım taşından
Keyifle kesilen otu ilan edildi ansızın
Lilieth bir yola çıkış destanı anlattı Yang’a
Kırmızı kurdeleler bağladı yastık altındaki bıçağa
Cennetten kovuldu sanma dönmeme yeminiyle kaçtı
Bundan böyle tanrıyı inandıramasa da


Dinledi kadın, uzun bir intiharı yürüdü gözleri
Kokina kuruttu sığınak zulalarında
Zehir giydi, sus dediler
Sus’lara asice fısıldadı
Bir “şabat” zamanını salı bellediler
Kuşlar uçmayı öğretti zorla karıncaya
Dile kolay, zamana cesur, hafızaya korkuydu
Sordular, adını bulup da diyemedi bir çırpıda
Namlusunda bir kilden doğan gövdeyi bilemedi
Bilemediği asıl gerçeğin yüzündeki zaman artığı
Yoktu ki kimseye zararı
Saksıya konan göçebe ispinozdan kime ne
Karanlık bir güz öldürüp yaz günü kırmasa kanadını
Kavgayı sürerlerdi yine  incecik dudağına
Benden, ondan kime ne
Nasılsa ötekiydi hep  yasaklı bir dilin kapısında


Nedir yukarıdaki taş kadar hafiflemek
Sonra yakmak sessizliği ölü çocuklarca
İnsan bu, geçmişini kaça böler de
Kırılmış camlara nasıl anlatır iç sızısını
Dünyanın çekirdeğinde bir başına
Ya yoksa ne öncesi ne sonrası
O sabah çanlar çalmadı toprak altında
Kızıldeniz'e son biletini yaktı
Şarabını koyamadı masaya Vasalisa
Rüyasında ateşti yanan, insanlıktı çıkan akıldan
Hangi oyuncakçı kanı suladı çağın korkak sokağında

Bilinsin ben artık tarihin
Umuda bile sırt dönen asi gözleriyim
Adem unutur zorba bir eldivenle boğuşunu beni
Söz nerede başlar küle dönerken kaburga kemiğim
Ben şimdi uğraşsam da nasıl bitirip örmeyi
Bu dünya battaniyesini hangi uykuya örterim
Ey gözlerimi avlusuna bıraktığım özgürlük şarkısı
Ey yitik zamanın yasaklı marşı
Soyum deme bana hala
Öğrenemedim ki ben çocuğun olmayı

Tersi yüzünü merak etseydi sonra
Söz dinlemeseydi akrep bir kez
İterek kadranı kalksaydı ayağa
Tanrı yalnızlıktan sıkılmasaydı
İlk insan beni hiç  sevmese
Oturup  giyotine boynumu kestirseydim  herkesle
Herkes sözü büyüseydi ortada bir çıban olup
Rahmim siyanürü çöl tozuna bulanık kılsaydı nesillerce
Yaralarken ben geceyi, kendimi yağmalarken
En çok yaşayamadık biz, ölemeseydik de keşke
Saçlarım altı bin yıldır simsiyah, ben sussam sonunda
Ĺilieth bir kız çocuğu ismi olarak kalsaydı sadece.

* Ladino dilinde iyi yolculuklar, yolların süt ve bal olsun