Nihan Perihan yazdı... Çocukluğumun Ölümü
Nihan Perihan
Ölümün telefonda gezinirken mesajlarımın arasından çıktı. İlkokul arkadaşlarımızdan birindendi gelen mesaj. Nasılsın, diyordu. Haberimin olup olmadığını soruyordu. Neden haberim olması gerektiğini bilmiyordum. Çocukluğum. Kabul etmek zordu, inanamadım. Yakıştıramadım sana. Hayata bakışına, bitmeyen enerjine ve yaşadıklarına. Çocukluğumuzun geçtiği çevreye bakınca senin farkına. Bizim orda her şey yasaktı, günahtı, ayıptı aslında. Küçücük bir şehirde el alem denilen kocaman bir ordu vardı. Aman kimse görmesin, aman kimse duymasın hayaletleri yaşardı.
Haberi aldığım günün gecesi uyku tutmadı. Kalkıp albümleri karıştırdım. İlkokul çağlarımız öyle güzel geçmişti ki, hatırladıkça ağladım. Oynadık, sevdik, sevildik ama hep çocukça. İlkokul bitince bitmedi bizim hikâyemiz. Ortaokul ile başladı asıl macera. Büyüdükçe el alem ordusuna uymayacağını düşündüğüm hareketlerinden dolayı hem çok yakındık hem de uzak bir o kadar da. İkimizin de başka yakın arkadaşları oldu. Onlarla küsüyor, kırılıyor, eğleniyor, mutlu oluyorduk. Her şey o kadar masumdu ki. Asıl ortaokulda başladı aşk heyecanlarımız. Benimkiler kendimceydi, kimseden habersiz. Sen ise sesli aşık, ortalarda. Okulun en belalı tipini sevgili yaptın kendine. Ondan sonra da başın beladan kurtulmadı. Küçük şehrin bilinen ailelerinin kızları. Ben el alem ordusuna yenik onlara göre davranırken, sen küçük şehrimizde onlara savaş açmıştın. Şaşırıyordum bu rahatlıklarına. Bir yandan saygı ile beraber hayranlık beslerken bir yandan ben de o ordu ile birlikte yakıştıramıyordum yaptıklarını sana. Her ne kadar kızsam da içimdeki sevgi ve koruma içgüdüm bitmedi asla. Belalı sevgilinin bile benim sana en doğru dost olduğumu söylediğini söylemiştin. Bununla övünüyordum belki içten içe ama bir şey yapmıyordum. Acaba eskisi gibi olmak mı istiyordun, bilmiyordum.
Derken yollarımız ayrıldı. Unutamayacağım lise yıllarına başladım ben. Sen başka liseye, sonra başka şehre. Zamanla kaybettik birbirimizi ama kalbimdeki sevgin bakiydi.