Özgür Özgülgün: Bir insanı sevmekle başlasın her şey

01 Şubat 2021 - 14:26
Röportaj: Damla Karakuş
BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLASIN HER ŞEY
- Aslında her şeyi biliyorum, bilmiyormuş gibi sorup konu açmak benim için eğlenceli olacak. Çok röportaj veren bir sanatçı olduğun için giriş sorularını geçiyor, direkt kitaba ve hayallerine odaklanayım diyorum. Başlayalım mı?
Doğru söylüyorsun, hep anlattım sana Sait Faik’i, hayallerimi… Hadi başlayalım.
- Hayatı Hikâye Olan Adam Sait Faik yeni kitabın. Duygusunu nasıl özetlersin?
Bir tiyatro sanatçısı olarak hep hayalimdi Sait Faik öykülerini sahneye taşımak. Okul yıllarım vapur yolculuklarında geçti. Vapurun ve denizin hatıralarımdaki yeri bambaşkadır. Ne zaman uzaklaşsam özlem duyarım…

Eski İstanbul'u çoğu zaman Sait Faik öykülerinde okudum. Ne vakit vapurla seyahat etsem kurulur küpeşteye açar bir Sait Faik hikâyesi okur, duygulanırdım. Günün birinde mutlaka Sait Faik ile ilgili bir şeyler yaparım diye hep hayal kurmuşumdur. Aklıma vapurda tiyatro projesi geldi. Hemen eyleme geçtim. Oturdum yazdım.
- Sendeki Sait Faik’i anlatsana bize…
Sait Faik, Türk hikâyeciliği için çok büyük bir usta. Kısacık hayatına çok yaşanmışlık sığdırmış. Bu dünyaya erken veda etmiş. Aslında ne dünya ona ne o dünyaya doyabilmiş. Geride bıraktığı eserler bizim için büyük nimet. Okul çağındaki gençler mutlaka okumalı bence. O hümanist ruhlu satırlar, geleceği oluşturan yeni nesil dostlarımız için çok önemli ve gerekli. Böyle büyük bir usta hikâyecinin kahramanlarının izini sürmek bana çok şey öğretti. İstedim ki genç dostlarımızda öğrensin. Bir insanı sevmekle başlasın her şey.
- Peki ya nasıl kitap olma süreci, onu da anlatsana…
Sait Faik hikâye kahramanlarının peşine takılan ve onları arayan genç bir yazarın (Sait Faik hayranı) hayalini, kurgusunu oluşturdum. Yazdım, yazdıkça da açıldım. Beni çok mutlu etti. Yazdıklarım içime sindi.
Kitap olarak basılması için hep kitap yayın yönetmeni Ebru Akkaş'a teslim ettim ve kabul görüp basıldı.
- Bu kitapla ilgili neler hayal ediyorsun? Projelerin neler?
Kitap olarak basıldı. Şimdi eğer pandemi süreci müsaade ederse vapurda tiyatro olarak da hayata geçecek. Sabırsızlıkla o günleri bekliyorum. Çok özledim.
ÇOCUK EDEBİYATINA GÖNÜL VERMEM BİRAZ DA SAİT FAİK'İN RUHUNDANDIR
- Çocuk kitabı olduğu için insan ilk önce resimlere bakıyor ve resimler de yine çok güzel.
Çocuk edebiyatını oluşturan eserler takım çalışmalarının ürünüdür. Bunu her fırsatta dile getiriyorum. Bu esere emeği geçen tüm dostlarıma teşekkür ederim. Çizgileriyle hayat veren Ege Karadayı çok güzel resimledi.

- Peki, kitabın yazım sürecini nasıl geçirdin?
Kitabı oluşturma sürecinde ruhunu daha iyi kavramak adına Adalar Belediyesi ve Erdem Gül'ün davetlisi olarak bir hafta Heybeli'de kaldım. Sait Faik 'in hayatının son dönemlerini geçirdiği, sokaklarında dolaştığı adanın her metrekaresini ben de arşınladım. Sokaklarında, caddelerinde onun ruhunu aradım. Soluklanmak için ada kahvesinde yazdım. Ne müthiş yolculuk oldu benim için. Dolu dolu yaşadım. İyi ki de yaşadım ve yazdım. Bana çok iyi geldi. Gerçekten şunu ifade etmek istiyorum: Sait Faik hikayeleri herkese çok iyi gelir. Şifa niyetine tavsiye ederim.
- Kitabın, "Bol hikâyeli günleriniz olsun!" diyerek kapatıyorsun. Sait Faik ruhu hissediliyor adeta. Başka kapıları araladığını mı müjdeliyorsun yoksa?
Öncelikle çok kalpten temenni ediyorum, çünkü bunu bana Sait Faik'in yazdıkları söyletiyor. İyi ki yaşamış iyi ki yazmış. Ve evet, haklısın. Size bir müjde daha vermek istiyorum. Yakın zamanda "Bir Ada Hikâyesi" ismiyle bir kitabım daha çıkacak, o da yine Sait Faik'in ince ruhundan etkilenip kaleme aldığım başka bir eser.
- Tabii yine projeler de devam edecek…
Bu kitabımla ilgili hiç bitmeyecek projelerim olacak. Tiyatrosu, seslendirmesi, okullarda etkinliği, söyleşileri hiç bitmeyecek. Çocuk edebiyatına gönül vermem biraz da Sait Faik'in ruhundandır. Onu asla bırakmam bırakamam. Hikayeler sağ olsun…
- Hadi senin çocuklara seslenişinle kapatalım…
Her Sait Faik hikâyesi ve kahramanı yeni doğup hayata atılmış çocuklar gibidir. Kıymetini bilmeliyiz. Hayatı roman değil, hikâye olan adamın kahramanlarını merak ediyorsanız mutlaka bu kitabı okuyun derim. Belki bir "hişt...hişt...hişt..." sesi gelir. Ne dersiniz?