Reklam

Anı üretim fabrikası

Anı üretim fabrikası
06 Ocak 2022 - 10:27
Betül Kerim
-Durun,bir sorun var.
Kolları yukarı çekti. Bütün bantlar durdu. Tüm ebruli yakalılar aynı anda kafalarını kaldırıp, ne olup bittiğini anlamaya çalıştılar. Hepsi işe dalmış, etrafla ilişkisini koparmıştı. Bir anons duyuldu:
-İstasyon 45’te arıza! İstasyon 45’te arıza! Teknik servis göreve!
Ali ve Ata koşarak İstasyon 45’e vardı. Bant kaymıyordu. Hemen vidaları söküp paleti kaldırdılar. Oradaydı: Madlen kurabiye parçaları sıkışmıştı dişlilerin arasına. Pars yine yapacağını yapmıştı. Yetmişti artık. En az haftada bir defa aynı kriz. Patron duysa çoktan kovardı. Kırıntıları topladılar. Görünmeyenleri vakumla çektiler. Güzelce sildiler paletleri ve tekrar yerleştirdiler. Kolları yeniden indirdi şef ve her şey eskiye döndü. Teknik kata dönerken Ali eğer madlen kırıntılarını bulamasalardı ne olacağını düşündü. Sekiz sene önce miydi? Bir anda acı bir ses yükselmişti çarklardan. Yine açmışlardı paletleri ama görünürde hiçbir şey yoktu. Deprem etkisi! İnsanlar uzun süre anısız kalmıştı. Kimse konuşmuyordu. Konuşanlarsa aynı anıyı tekrar tekrar anlatıp duruyordu; en son hangisi yerleştiyse beyinlerine. Kimse ne olduğunu da anlamamıştı. Aslında bir sorun olduğunu da. İnsanlar böyleydi zaten. Asırlardır? Hayır. Binlerce, milyonlarca yıldır. Bir sürünün karakteristikleriyle yaşamaya alışmışlardı. Verirsen alıyorlar, vermezsen sormuyorlardı. Kendi anılarını üretebilmek için yaşamak gerekir. Yaşamak için risk almak. Kaybetmenin de su ve yemek kadar lazım olduğunu bilmek. Beklentisiz sevmek. Perdesiz bakmak camdan. Gözlerdeki ışıltıya gözlerini yummamak. Kendi anılarını üretebilmek için temas etmek gerekir. Bunları düşünürken eve varmıştı. İndi arabadan. Merdivenleri çıkarken aklında şu vardı: Yarın herkes yeni anısıyla uyanacak. Anı üretim fabrikası üretime kaldığı yerden devam ediyor. Anahtarı çevirdi. Kapı açılmadan önce porselen çay fincanına gözlerinin neden dolu olduğunu açıklamak için bir bahane bulması gerekiyordu.