Reklam

Audrey Magee'den yeni kitap: Yüzleşme

Audrey Magee'den yeni kitap: Yüzleşme
13 Mart 2024 - 15:27
 2022 Booker Ödülü adayı Koloni'nin yazarı Audrey Magee'nin kaleminden çıkan Yüzleşme, II. Dünya Savaşı'nın göbeğinde aşka ve aile olma olasılığına tutunan iki yalnız kalbi mektuplarla birbirine mühürleyen epik bir eser.  

On dilde yayımlanan, ayrıca beyazperdeye de uyarlanmakta olan bu güçlü roman, okuru iktidar-halk kesişiminde ve ilişkisinde süregelen ikiyüzlülüğün altını eşelemeye ve ''Sen olsan ne yapardın?'' sorusunun peşinden dürüst ve sahici yüzleşmelere davet ediyor.  İnsan eliyle yaşanan kıyımlara karşı topyekûn sergilenen hissizleşmenin köklerine inmemizi sağlayan kitap, başkasının felaketine susmanın ya da ondan yararlanmanın açtığı onulmaz yaraları deşiyor.      

Dünyadaki en güçlü ülke olacağız.  Babasız çocuklarla, kocasız karılarla dolu bir dünya. Bu mu büyük plan?  İnsanlık tarihinde yıkıcı bir dönüm noktası: II. Dünya Savaşı... Bir yanda Almanya'nın Rusya cephesinde görevli Alman askeri Peter, öteki yanda ailesiyle birlikte Berlin'de yaşayan Katharina. Birbirlerini daha önce hiç görmeyen bu iki insanın kaderi, gıyaben kıyılan bir nikâhla birleşir. Apayrı çıkarlar gözeterek imzaladıkları akit, tanışmalarından sonra verdikleri bağlılık sözüyle bambaşka bir dönemece evrilir. Savaşın zorlu koşulları altında günden güne ezilen Katharina ağır bedeller öderken cephedeki Peter'ı hayata bağlayan yegâne şey bir an önce yeni eşine geri dönmek olur. Mektup satırlarında akıp giden ilişkileri zamanla kök salmaya başladıkça değişimin ve dönüşümün ayak sesleri şiddetlenir. İkili önce adım adım kendi içlerinde, sonra ise birbirleriyle bir yüzleşme yaşayacaktır.  Audrey Magee, savaşın sıcak nefesiyle uyutulan ve uyuşturulan bir toplumun bıçak sırtı hikâyesini anlattığı Yüzleşme'de, savaşın acımasız yüzüne sırt çevirenlerin bilinçle ya da bilinçsizce sebep oldukları felaketin izini sürüyor.  Attığımız ya da atmaktan çekindiğimiz her adımın bir bedeli olduğu gerçeği üstüne okuru sorgulamaya iten bu çarpıcı roman, zihinlerde bıraktığı duygusal yankıyla etkisini uzun süre hissettirecek bir anlatı sunuyor.    
Her şeye tahammül edilmesi gerekiyordu. Ama her şeye tahammül edilemezdi.