Reklam

Güz mevsimine yakışan kitaplar…

Güz mevsimine yakışan kitaplar…
12 Ekim 2021 - 12:29
Sonbahar mevsiminin ortalarına doğru gelirken bu dönemde hangi kitapları okuyabilirim sorusu birçoğumuzun aklından geçiyordur herhalde. Elbette okumanın mevsimi olmaz ama yazın ertesinde evlerimizde sıcak çaylarımızı ya da kahvelerimizi yudumladığımız bir mevsime geçerken sayfalarında kaybolacağımız kitaplar da önem kazanmıyor değil. Biz de Türk ve dünya edebiyatından bir derleme ile bu yolculuğunuza bir katkıda bulunmak istedik…

Çavdar Tarlasında Çocuklar
Jerome David Salinger’in ait Çavdar Tarlasında Çocuklar romanı, New York’lu bir ailenin ergenlik çağındaki oğlu Holden Caulfield’in yetişkin dünyasına dair tespitlerini ve masumiyet arayışını konu alıyor. Bu isyankar çocuğun bir Noel öncesi başından geçenleri anlatan romanın dünya edebiyatında adeta bir efsane haline geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Coşkun Yerli tarafından Türkçeye çevrilen Çavdar Tarlasında Çocuklar, Yapı Kredi Yayınları imzası taşıyor. Kimi zaman iç burkan detayların yer aldığı, ancak son derece keyifli bir roman olan Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı bir solukta okuyacağınıza eminiz.

Anayurt Oteli
Cumhuriyet dönemi yazarlarımızdan Yusuf Atılgan’ın unutulmaz romanı Anayurt Oteli, hikayenin tek bir karakter üzerine kurulduğu bir diğer kitap önerimiz. Atılgan’ın toplumun adeta bir portresini çizdiği Anayurt Oteli’nde otelin işletmecisi Zebercet’in yaşamı konu edilmiştir. Toplum içinde bireyin iletişimsizlik sorunları, sıradan hayatı ve yalnızlığının son derece etkileyici bir biçimde işlendiği kitapta sık sık iç gözlem tekniklerine rastlayabilmeniz mümkün.
Herkesin kendi yaşamından bir parça bulabileceği Anayurt Oteli, özellikle insan psikolojisi ve sosyoloji alanlarına ilgi duyanlar için mutlaka okunması gereken bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Zebercet’in hayatını okurken aslında çok tanıdığınız hayatlara ışık tutan bu kitabın başucu kitabınız olmaya aday olduğunu da söylemiş olalım.

Satranç
Stefan Zweig tarafından kaleme alınan Satranç adlı eserde, eline geçen bir kitap sayesinde satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutku haline getiren Dr. B’nin öyküsü anlatılmaktadır. Vişne Bahçesi, Zweig’in hayata gözlerini yummadan önce yazdığı son kitap olma özelliği de taşımaktadır. En çok okunan kitaplar arasında bulunan Satranç’ın bu denli ilgi çekmesinde elbette yazarın psikoloji alanındaki geniş birikimini eserlerine ustaca yansıtabilmesinin etkisi büyük.

Yenişehir’de Bir Öğle Vakti
Sevgi Soysal her mevsim okunmalı, zamansız okunmalı. Ama mevsim sonbaharsa, kendimize uzun, karanlık güz ve kış geceleri için okuma listeleri yapıyorsak burda yer alması gereken isimlerin başında gelebilir Sevgi Soysal. Yenişehir’de Bir Öğle Vakti onun gözlem gücünü, ülkeyi, bu ülkenin insanlarını, toplumsal değişimleri, nesiller ve sınıflar arası farklılıkları en başarılı anlattığı romanlarından biri. 1974 Orhan Kemal ödülüyle apoletlenmiş de bir roman. Şahane bir Ankara romanı olarak da anılabilir. Ankara’nın Yenişehir semtinde üç karakter üzerinden kişisel ve toplumsal çaresizliklerimiz bir bir serilir önümüze.

Katalin Sokağı
Macar edebiyatının usta ismi Magda Szabo da sonbahara yakışan yazarlardan. Toplumsal değişim ve trajedileri özellikle aile hikayeleri üzerinden anlatmayı seven de bir yazar. İkinci Dünya Savaşı döneminden başlayıp kırk yılı kapsayan bir süreç anlatılıyor Katalin Sokağı’nda. Aynı sokakta yıllarca sorunsuz, iyi ilişkiler içinde yaşamaya alışmış üç komşu ailenin hayatı, Nazilerin vahşetiyle bir daha asla eskisi gibi olmayacak şekilde değişecektir. Arka kapaktan bir alıntı “(bu insanlar için) Katalin Sokağı, kayıp cennetin ve mutlu çocukluğun simgesi olarak merkezi konumdadır.”

Marifetler
Fantastik edebiyatın o büyülü evrenine girmeden geçen bir sonbahar yavan kalır. Hele Ursula K. Le Guin okumadan geçen bir sonbahar… Marifetler’le başlayan Sesler ve Güçler’le devam eden üç kitaplık bir seri bu. Yaşamın oldukça çetin geçtiği dağlarda var olabilmek için herkesin özel marifetleri olduğu bir dünya kurgular Ursula K. Le Guin. Kimi hayvanlarla konuşup onları etkileme marifetine sahiptir, kimi yeri geldiğinde bir varlığı gözleriyle yok edebilme. Marifetler babadan oğula, anadan kıza geçer ve aslında burada asıl marifet, marifetine hükmedebilmektir. Uzun yıllardan süregiden bir törenin emirlerine itaat etmek istemeyen Orrec ve Gry’in hikayesidir bu. “Babalarının oğlu, annelerinin kızı değil de kendi başlarına olmayı isteyen çocukların hikayesi…”

İklimler
“Aşka aşık olanlar için bu dünya güzeli kitabı unutuluşa terketmeyelim diye tekrar yayınlıyoruz” demiş Helikopter Yayınları Andre Maurois’in İklimler’i için. Bulduğun tüm güzelliklere ait olmaya çalışmak yerine sahip olmak istemenin ve bu yüzden hep kaybetmenin romanı İklimler. Aşk, bu mücadelenin en yaman yaşanan sahnesi. “Bu aşk güldürüsünde sırasıyla az sevilen rolüyle çok seven rolünü oynuyoruz” diyerek hem romanın hem de aşkın güzel bir özetini yapar Isabelle. Tahsin Yücel çevirisiyle okunabilecek en güzel aşk hikayelerinden biri.

Kaynak: arcadium.com.tr, haberturk.com