Eksik bilinen doğrular

Kurmacada karakter yaratmak için verilen bol gözlem yapmak, kahramanı ayırt edici bir özellik ile donatmak, karakter ile mesafeyi korumak gibi tavsiyeler kesinlikle doğrudur. Fakat yazar adayının, sadece bu doğrular ile kanlı canlı bir roman kişisi yaratmasının mümkün olmadığını bilmesi de gerekiyor.

Doğuş Sarpkaya 
Karakter, bazı okuyucular için romanı oluşturan öğeler içinde merkezi öneme sahiptir. Büyük romanların büyük karakterlerle anılmasının sebebi de budur. Okur karakterle özdeşleştiği, empati kurabildiği ya da onu anlamaya çalıştığı ölçüde, kendini kitabın içinde hisseder. Öyle ki bazı karakterler yazardan daha çok tanınmaktadır. Mesela dünyada Don Kişot’un, Sherlock Holmes’un, Tom Sawyer’ın, Oliver Twist’in adını duyan ama yazarını bilmeyen milyonlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazı yazarlar ise kendi isimleriyle yan yana anılan karakterleriyle bilinirler: Balzac’ın Rastignac’ı, Stendhal’in Julian Sorel’i, Dostoyevski’nin Raskolnikov’u, Tolstoy’un Anna Karanina’sı edebiyat tarihinde yazarıyla anılan ünlü karakterlerden sadece birkaçıdır. Kurmaca yazmak için masa başına geçen yazar adaylarının karakter yaratma konusunda kafasında soru işaretlerinin olması normal. Eleştirmenler, akademisyenler, atölye yürütücüleri bazı kesin çıkarımlarla karakter yaratmanın formülünü önerirler. Kurmacada karakter yaratmak için verilen bol gözlem yapmak, kahramanı ayırt edici bir özellik ile donatmak, karakter ile mesafeyi korumak gibi tavsiyeler kesinlikle doğrudur. Ama içinde bazı eksikler barındırır. Yazar adayının, sadece bu doğrular ile kanlı canlı bir roman kişisi yaratmasının mümkün olmadığını unutmaması gerekir.

Karakter ve Tip
Mesela karakterin, karikatürleşmiş toplumsal tiplerden uzaklaşması, bir birey olarak var edilmesi gerektiği öğütlenir. Karakterin motivasyonu benzersiz ve kendine özgü olarak görülür. Bu görece özerkliğin çoğunlukla desteklendiğini söyleyebiliriz. Lakin karakter yaratmadaki en temel kural sayılan bu ön kabul her zaman doğru değildir. Çünkü büyük romanların çoğunda kendi iç dünyasıyla var olan birey, aynı zamanda toplumsal bir tipin yansıması olarak da kendini var eder. A. Ömer Türkeş’in Lukacs’tan hareketle hatırlattığı gibi: “Eleştirmen Lukacs, asıl büyük romanı, tip ile karakteri birleştirebilen Balzac, Tolstoy ve Thomas Mann gibi yazarların yarattığını söyler. Tolstoy’un kişilerinin her sözü, her davranışı, hem o bireyin iç dünyasını aydınlatır, hem de bireye toplumsal bir rol ya da yer kazandırır, onu toplumsal sistem ya da tabakalardan birine yerleştirir. Dostoyevski’nin kişileri de hem tip, hem karakter özelliklerini birleştirmekle birlikte, her davranışlarıyla toplumsal rollerinden uzaklaşıp kimliksiz kalırlar. Dostoyevski’nin kişilerindeki bu merkezsizlik, daha sonra Kafka ve Beckett’in kişilerinde uç noktaya varacaktır.” Dolayısıyla karakterin iç dünyasının katmanları ve benzersiz duygu, arzu, motivasyonlara sahip olması, onun toplumsal varlığıyla birlikte mümkündür. Onun için karakter ile tip arasında bir diyalektik ilişkinin mevcudiyetini kabul etmemiz gerekir.

Gözlem ve Kendini Tanıma
Başka bir klişe gözlem konusunda kendini gösterir. Bir roman kişisinin davranışlarındaki çeşitliliği genelde yazarın gözlem gücüyle açıklama eğilimindeyizdir. Karakterin gerçekliği, yazarın betimleyici ayrıntılarının çeşitliliğiyle açıklanır. Oysaki gözlem, karakterin dış kabuğunu anlamak açısından önemlidir. Robert McKee karakteri oluşturma sürecini karakterizasyon ile asıl karakter olarak ikiye ayırır ve karakterizasyonun gözlemle gerçekleştirildiğini iddia eder. Karakterizasyon gözlemlenebilir tüm nitelikleri içerir. Nerede, nasıl yaşadığı, zekâ seviyesi, açıkça tespit edilebilecek karakter özellikleri bu öğenin içine girer. Tüm bu özelliklerin birleşiminden benzersiz bir kişi ile karşı karşıyayızdır ama bu karakter yaratmak için yeterli değildir. Çünkü karakter kabuğun ardında beklemektedir. Asıl karakter dış gerçekliğin gizlediği arzu ya da duygu durumunu tetikte bekleten kişi olarak dikkat çeker. Merkezi bir arzusu vardır ve bu arzuyu harekete geçirecek bir nitelikle donanmıştır. Temeldeki arzunun, arzuya bağlı gizlerin açığa çıkması için gözlem yeteneği yetersiz kalır. Kişinin gerçeği, karakterin ikilemde kalması ve bu ikileme verdiği tepkiyle kendini ele verir. Anton Çehov’un ilk okunduğunda ukalaca gelen “insan doğası hakkında ne öğrendiysem kendimden öğrendim” sözü, karakter yaratmanı anahtarı niteliğindedir. İkilemde kalınan bir durumda karakterimizi ne yapacağına karar verirken, “ben bu durumda olsam ne yapardım?” sorusuna vereceğimiz dürüst cevap karakterimiz için de çoğu zaman doğru cevap olacaktır. Bu noktada gözlemlerimize değil kendi deneyimlerimize ve iç dünyamıza dayanmak durumundayızdır.

Ayırt Edici Özellik
Karakter yaratırken önerilen başka bir şey ise onu ayırt edici bir özelliğini öne çıkarmaktır. Mesela Raskolnikov’un büyük bir lider olma hırsı onun ayırt edici özelliğidir. Benzer şekilde pek çok roman karakterinin arzuları, duygularında ayırt edici bir niteliğin öne çıkmasına neden olur. Böylece o kurmaca kişisinin temel motivasyonuna da ulaşırız. Yine işleyen bir formülle karşı karşıyayız. Lakin, yine eksik bir doğruyla yola çıktığımızın farkına varmayız. Her karakterin temel bir motivasyonu ve onu besleyen baskın bir özelliği varken aynı zamanda bu özellikle çelişen bir duygu durumu da bulunur. Raskolnikov sadece hırsıyla hareket eden biri olsaydı işlediği cinayet sonrasında yaşamına devam eder, edebiyat tarihinin sıradan kötü karakterleri arasına katılmaktan memnuniyet duyardı. Oysa Dostoyevski, bu hırsa eşlik eden suçluluk duygusunu, iç hesaplaşmayı ve kendini yargılamayı romana dahil ederek edebiyat tarihinin benzersiz karakterlerinden birini yaratmayı başarmıştı. Sonuç olarak bir karakter yaratmayı önüne koyan yazarın, tek boyutlu bir roman kişisiyle karşılaşmaktan kaçınmak için sadece önerilen doğrularla yetinmemesi gerekiyor. Çünkü sadece her doğrunun eleştirilebilir olduğunu bilerek hareket eden yazar, benzersiz karakterler yaratabilme kudretine sahip olabilir.
*Bu yazı Edebiyat Atölyesi Dergisi'nin bahar sayısında yayımlanmıştır. 
 

Yazar adaylarına 'Kurmaca ve eleştiri'

Kurmacanın kurmacası


 

kurmaca kurmacanındoğası