Reklam

Bu kitabın çocuklar kadar büyüklere de diyecek çok şeyi var

Bu kitabın çocuklar kadar büyüklere de diyecek çok şeyi var
08 Şubat 2021 - 12:23
Ceren Atasoy’un ilk çocuk kitabı, Böcüklü Kitap Yegane Kitap etiketiyle çıktı. Merve Uygan’ın resimlediği Böcüklü Kitap, sevimli böceklerin keyifli maceralarını bizlere sunuyor. Böcüklü Kitap okurlarını heyecanlandırırken düşündürüyor da… Kitabın yazarı Ceren Atasoy'la Böcüklü kitabın yolculuğunu konuştuk. 

CAN UĞUR

Böcekler çocuklar için hep korkutucu olagelmiştir. Çocuk kitabının kahramanlarını onlardan seçerken böyle bir çekinceniz olmadı mı? Neden?

İtiraf etmek gerekirse ben de böceklerden çok korkardım. Bu hikayenin çıkış anı da kendimle yaptığım samimi bir hesaplaşmaya dayanır. Sordum, neden korkuyorum ve ne hakla olmasınlar istiyorum diye... Belki biraz hamurumda da vardı, kitabın başında da ‘beni doğaya duyduğu sevgiyle büyüten anneanneme’ diye belirtmiştim, hamurdan kastım tam da bu. Ben küçükken ne zaman bir böcek görsem anneannem onu öldürmek yerine peçeteyle ya da mendille alır atardı. Bu aslında bir çocuğun zihninde şu demek, yanında istemiyor olabilirsin ama yaşamak onun hakkı! Belki de çocukluk, insanın, sevebilme kapasitesinin en yüksek dönemi. Haliyle bu dönemi korkuyla beslemenin hiçbir anlamı olmadığına inanıyorum.

Böyle bir olay örgüsünü seçmenizin nedeni nedir?

Tabii ki böcekler hem gerçekten böcekler hem de birer metaforlar. Çocukların zihninde soyut düzlemde bir karşılığı hemen olur mu bilemiyorum ama büyüklere de diyecek çok şeyi var bu kitabın. Farklı olan, çirkin olan, önyargılarımızla karşıladıklarımız, biçime, biçimin güzelliğine olan tutkumuz ve güzelliğin aslında nasıl da göreceli olduğu... Doğada da böyledir, çok çirkin ama dostluk kurabileceğiniz canlılar olduğu gibi çok güzel ama sizi anında öldürebilecek canlılar da vardır. Bakın bu örneği vermek için bile kendi güzel/çirkin kavramlarıma sığınıyorum. Oysa biçimsel olanın ardında yüreğe dokunan bir şey var, evrensel bir şey. 
İşte onu bir böcekte de bulabilirsiniz demek istedim. Size saldırmayan hiçbir canlının yaşam hakkını elinden almaya hakkınız yok demek istedim.
Var olmak, var olmaya devam etmek için ‘öteki’ demeden devam edebilmemiz gerek demek istedim.

Karakter ve yer isimleri de dikkat çekici kitabınızda. Bunlara dair özel bir çalışma yaptınız mı?

Karakter ve yer isimleri çok da şaşırtıcı değil aslında, biraz dikkatle hemen şifreler çözülüyor. Burada açık etmeyim ki keyfi kaçmasın

İçinde yaşadığımız dönem sizin çalışmalarınızı nasıl şekillendiriyor? 

Pandemi sürecinde, covide yakalanmadım ama ruhsal hastalıklar edindim galibaJ Kaygı düzeyim çok yükseldi, uyku düzenim bozuldu, yeme alışkanlıklarım değişti vs... Ama üretim anlamında beni motive eden bir dönem oldu/ oluyor. Galiba şöyle bir motivasyonum var, hep içten gelen bir dürtüyle bireysel faydadan, adaletsizlikten, eşitsizlikten uzak durdum ve başkaları da dursun istedim. Artık canavarlaşan insan ırkına bir şeyler söyleme imkanım, yetim varken kullanmam gerektiğini düşündüm. Edebiyat öyle bir şey çünkü, benim hayatımda da düşündüğümde hala gözlerimi dolduran  ‘Bir Gün Tek Başına’ vardır. O kitabın bir yeri, bir sözü, sayfasının kokusu belki... içimdedir. Farkında olmadan, bugünkü bende emeği olan bir isimdir Vedat Türkali. Ben de bir çocuğun aklında kalan, eylemlerine bir şekilde yön veren bir hikaye yazmak istedim. Başarabilirsem ne mutlu.

Böcüklü Kitap’ın ortaya çıkışında etkilendiğiniz edebiyatçılar kimlerdir?

Aslında Böcüklü Kitap’ta şu isimlerden ilham aldım diyemem. Çocukluğumdan beri yazıyorum haliyle yıllardır severek okuduğum, hem çocuk hem yetişkin edebiyatında kim varsa mutlaka tesiri olmuştur. Ama dilimde, kalbimde imzası olan bir kaç isim vereyim; Başa yine Vedat Türkali’yi koyayım, J. Steinbeck, Kafka, Oruç Aruoba, K. İskender, Umay Umay. Yaşayanlara teşekkür gidenlere de minnet ile bitireyim...