Kent kokan romanlar...
Romanda mekân sadece bir dekor değildir çoğu zaman. Karakterleri ruhuna verir, kurgunun ilerlemesini sağlar, çatışmanın bir nedenini oluşturur. İşte içinden kent geçen ve kentin içinden geçen romanlar.
İSTANBUL
Osman romanında Ayfer Tunç küçük burjuva bir ailede yetişen Osman’ın ilk gençlik yıllarından şüpheli ölümüne kadar geçen süreyi anlatırken bunu Osman’ın günlükleri üzerinden aktarır. Osman’ın günlüklerine tesadüf eseri ulaşan bir yazarın bu günlükleri roman haline dönüştürmek istemesiyle ivmelenen romanda Osman’ı merkeze alarak insan ilişkilerine dair kapsamlı çözümlemeler yapılıyor. Romanda İstanbul’a ve daha özelinde Teşvikiye’ye dair kapsamlı bilgiler veriliyor. 90’lı yıllardan günümüze değin meydana gelen kentsel ve kültürel dönüşümler de kapsamlı biçimde irdeleniyor.
ANKARA
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti-Sevgi Soysal
İZMİR
İzmir Postası’nın Adamları, öyküleriyle son yıllarda adından söz ettiren Ahmet Büke’nin ilk öykü kitabı. Yayımlandığında kendine özgü sesi ve biçimiyle hemen dikkatleri üzerine çeken bu öykülerde günlük yaşamın alçak sesli ama etkileyici esintisi var. İzmir’in ara sokaklarına dair karakterleri barındıran bu kitapta Ahmet Büke, yalnızca yaşadığı kentin değil, Türk öykücülüğünün de ara sokaklarını iyi tanıdığını, iyi okuduğunu ortaya koyuyor.
GİRİT ADASI
Zorba-Nikos Kazancakis
AMSTERDAM
20. yüzyıl düşünce ve edebiyat dünyasının kuşkusuz en etkili adlarından biri olan Albert Camus, gerek Başkaldıran İnsan ve Sisifos Söyleni gibi felsefi kitaplarında, gerek Yabancı, Veba, Sürgün ve Krallık gibi edebi yapıtlarında, insanın çağdaş dünya karşısındaki duruşunu sorgular. Ölümüne yakın, 1956'da yayımladığı Düşüş, modern insanın, kendi bencillik ve çaresizliklerini adım adım görmek zorunda kalışının romanıdır. Parisli saygın bir avukat, soylu davaların savunucusu ve çapkın bir erkek olan Jean-Baptiste Clamence, Amsterdam'da köhne bir barda geçmişini anımsar. Kendisiyle yüzleşirken geçmişteki kesinlikler belirsizliklere, başarılar başarısızlıklara dönüşür. Clamence'ın itiraflarında, elini taşın altına koymadan yaşayanların, pek çoğumuzun öyküsü vardır. Onun "düşüş"ü hepimize ulaşır. Camus'nün, burjuva ahlak anlayışını zekice alaya aldığı Düşüş, başarılı tekniğiyle de öne çıkan bir roman.
DERLEYEN: CAN UĞUR