Genel Yayın Yönetmeni Cem Erciyes yanıtlıyor: Doğan Kitap yazarlardan gelen dosyaları hangi kriterlere göre değerlendiriyor?

Doğan Kitap Genel Yayın Yönetmeni Cem Erciyes Edebiyat Atölyesi Dergisi'nin sorularını yanıtladı

Yayınevine gelen dosyaları hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz?

Biz de her yayınevi gibi kendi yayın politikamıza göre nitelikli, okurlarımızın seveceğini düşündüğümüz, kendimiz de okumaktan mutluluk duyacağımız kitapları seçip yayımlamaya gayret ediyoruz. Elbette dönem dönem önceliklerimiz değişiyor. Türler arasında tercihlerimiz okur eğilimlerine ve yayın planımızdaki dengelere göre de farklılık gösteriyor. Edebiyatta iyi bir Türkçe öncelikli koşul. Özgün olması, meselesini klişelere düşmeden kendine özgü bir atmosfer ve anlatım yaratarak anlatması çok önemli kriterler. Edebiyat dışı türlerde tabii ki ilgi çekici bir konuyu, herkesin anlayacağı gibi ama yeni bilgi ve fikirlerle ve kesinlikle ‘doğru’ ve ‘gerçek’ olması koşullarına önem vererek değerlendiriyoruz.

Salgın sürecinde en çok hangi temalar üzerine dosya aldınız?

Bu süreçte inceleme araştırma türünde çok dosya geldi. Edebiyatta öykü uzunca süredir gözde bir tür, bu alanda eskisine göre daha fazla dosya geliyor.

2021 yılı Doğan Kitap açısından nasıl başladı?

Bu yıldan beklentileriniz nedir? Doğrusu bizim için harika bir yıl oluyor. Edebiyat dünyasının en önemli ödüllerinden ikisini bizim yazarlarımız kazandı. Türkiye’nin en çok okunan öykü yazarı Şermin Yaşar en prestijli öykü ödülü Sait Faik’i aldı. Herkül Millas da Aile Mezarı romanıyla yine en prestijli roman ödülü olan ve bu yıl ellincisi verilen Orhan Kemal Roman Armağanı’nın sahibi oldu. Ayrıca pek çok başka ödülün kısa listelerine girdi değerli yazarlarımız. Bunlar bizim en büyük motivasyonumuz. Yılın devamında artık yeni ödüller almasak da olur; ama çok güzel ve iddialı pek çok kitap yayımlayacağız… Satış rakamları olarak da geçen yılın üstüne çıkacağımızı düşünüyorum…

İlk kitabını yayımlamak isteyen yazarlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Yeni yazarlar için zor bir zaman. Salgın ve kitapçı dükkânlarının kapalı olması ne yazık ki yeni yazarların okurlarla buluşmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle biraz daha sabretmelerini öneririm. Tabii bu arada edebiyat alanında bütün genç insanların edebiyata katkıda bulunması çok önemli, bunu hatırlatmak isterim. Yani başka yazarları da okumalarını, onlar hakkında yazmalarını, edebiyat dergilerine, sitelerine katkıda bulunmalarını, sosyal medyalarını da bu anlamda önemsemelerini tavsiye ederim.

Türkiye’deki yayıncılığa yönelik değerlendirmeniz nedir?

Türkiye dünya yayıncılığı içinde iyi bir yerde. Biliyorsunuz, her yıl Yayıncılar Birliği açıklıyor, dünyada en çok kitap basılan ilk yirmi ülke içindeyiz. Öte yandan burada mesela batıya kıyasla çok daha fazla yayınevi vardır. Batılı ülkelerdeki gibi piyasayı kontrol eden üç dört yayınevi yerine yüzlerce yayıncının faaliyet gösterdiği bir kitap dünyasına sahibiz. Bu bizim kitap dünyamızı daha demokratik kılıyor. Yazarlar için de okurlar için de avantajlı bir yanı var bunun. Batılı bakış açısıyla burası bir ‘butik yayınevi’ cenneti. Yani hem niteliğin hem niceliğin olduğu bir yer. Ama bunu kitabı seven insanlara borçluyuz. Keşke ülkeyi yönetenler de kitabı onlar kadar sevse ve yayıncılığın önünü açacak tedbirler alsalar. Yayıncılığı, kitap yazıp basmayı, okumayı kolaylaştıracak uygulamalar olsa. Bu anlamda Türkiye ileri bir seviyede değil. İşte en son alınan kapanma kararlarında kitabın da temel ihtiyaç olarak kabul edilmediği için yasaklandığını biliyoruz. Oysa birçok Batılı ülkede bunun tersi bir durum yaşandı…
 

 

doğankitap cemerciyes editör edebiyat atölye dergi yazar kriter