Reklam

"Masalları yazarak değil görerek tasarlıyorum"

"Masalları yazarak değil görerek tasarlıyorum"
23 Haziran 2023 - 11:36
Tudem etiketiyle okurlarl buluşan Sürmeli Kedi'nin Arayışı kitabının yazarı Beyza Akyüz ile kitabın serüvenini, yazarlık yolculuğunu konuştuk. 

-“Sürmeli Kedi’nin Arayışı” kitabınız Tudem etiketiyle raflarda yerini aldı. Okurlarınızdan ne gibi dönüşler alıyorsunuz?

Güzel geri dönüşler alıyorum. Özellikle terapötik açıdan masallarımdan fayda görenlerin mesajları beni çok mutlu ediyor. Özellikle yaşsız bir kitap olduğu için her yaştan okurum var. Masallarımı anlatma arzusu duyan hikaye anlatıcıları da bana ulaşarak müsaade istiyor. Matbu bir eserin şifahen anlatılarak sözlü kültüre kazandırılması da ayrıca hoşuma gidiyor.

-Kitapta ana kahramanınız Sürmeli Kedi’ nin ustasından öğrendiği masalları anlatışını ve ustasını arayışını izliyoruz. Bu hikaye fikri nasıl doğdu?
Masalları birbirinden bağımsız olarak farklı zamanlarda yazmıştım. Bir kitap fikri zuhur edince tüm masalları birbirine bağlayacak bir çerçeve hikaye düşünmeye başladım. O zamanlar Sunnyboy adında sürmeli bir kedim vardı. Akşamları bir radyo için masal kayıtları yapıyordum, masama kurulur ve kulaklarını dikip beni pür dikkat dinlerdi. Masal anlattığımız meşklerde yine en önde yerini alırdı. İlhamı uzakta aramadım, onun bu has dinleyici özelliğini kitabıma aldım. Hem böylece artık aramızda olmayan ruhunu yad etmek istedim.



-Kitabınız çocukları masallar aleminin içine davet ediyor. Masallarınızı yazarken hangi kaynaklardan besleniyorsunuz?
Masallarım her yaşı içine davet ediyor J Yazarken en büyük kaynağım yaşam. Kitabi değil şifahi bir yazarım. Kendi duygularımdan, düşüncelerimden yola çıkıyorum. İş kurguya gelince ise o güne değin topladığım ilhamları kullanıyorum. O ilhamları nereden aldığımı soracak olursanız, doğaya hayranlıkla bakarım. Bitkiler, hayvanlar özel ilgi alanım. Bu sebepten tüm hikayelerim de konuştururum onları J Bilimsel haberleri okurum. İnsanları yakından gözlemlerim. Her biri derin menbaalar. Dikkatimi çekenleri not alırım mutlaka, bir gün bir eserimde yer vermek üzere…

-Okurlarınıza masal yazmanın inceliklerinden tavsiyeler verebilir misiniz?
Üç senedir “Fraktal Masal Kurgu” atölyesi düzenliyorum. Atölyeme katılan yüzlerce kişi kendi masalını yazdı bu süreçte. Haftalarca süren katmanlı bir süreç…ama ucundan kıyısından biraz bahsedeyim;

Masal; bir hayal dünyası gibi görünse de aslında varoluşun temelinde olduğu gibi bir matematik barındırıyor. Ben masalı fraktal/döngüsel bir yapıya benzetiyorum. Fraktal; tüm ölçeklerde kendine benzer olan, nihai ayrıntı seviyesine asla ulaşılamayan, gözlemlenen ölçeği artırdıkça sonsuz bir varyasyona sahip olan bir nesne, şekil, form, biçim demek. Masal ve hikayelerde de döne döne tekrarlanan bir biçim vardır. Tıpkı uzaydaki holografik sistem gibi. Doğada, hayvanlarda, atomik/galaktik ölçekte, havada ve suda, kan damarlarımızda, mimaride, desenlerde bu kendini tekrar eden yapı mütemadiyen karşımıza çıkıyor. Sonlu parçaların, kendine benzeyen başka sonsuz parçalarla bağ kurma yolculuğu.
Masallarda insanlar, konular, olaylar, tema ve fikirler de kendini tekrar ederek evrenin fraktal hareketiyle uyum gösteriyor. Bu tılsımlı helezonik ölçeği, edebi anlatının/metnin merkezine alarak bir hikayenin milyarlarca benzerinden ayırabiliriz. Yani masal; Nasreddin Hoca’nın doğuran kazanı gibi, bir hikayenin içinden bin hikaye doğabilir.


 
İşte tam bu noktada sancılı bir tünele, türbülansa giriyoruz. Çünkü masalımızı doğurabilmek için yüzleşmelere hazır olmalıyız. Doğu’nun hikayeciliği yüzleşme temellidir zaten. Bir başkası için anlatmayız biz hikayeyi, kendimize anlatırız.
Şerha şerha ilerlerken hangi vadilerden geçtiğimizi söyleyecek olursam;

1-Nazar/bakış
Her şeyin başladığı o ilk nokta. Evvela onun ayarlarıyla oynamakta fayda var. Bakış; içeriden dışarıya taşan bir eylem ve bence en büyük inşaa. Bakışla yaratıyoruz alemleri. “Bak bakışı al alışı” demiş Hacı Bektaş-ı Veli.

2-Keşif
Bakışın yönünün, derinliğinin değişmesiyle birlikte hemen ardından keşif zuhur ediyor. Daha evvel idrak etmediğimiz bir hissi, bir fikri bir anda fark ediyoruz.

3- Anlam
Keşfettiğimiz “şeye” bir anlam yüklüyoruz. Bu anlamı genişletiyor, takip ediyor, sorular soruyor, kapılar açıyor, fikrederek, aklederek duygusal/psikolojik bir kazı gerçekleştiriyoruz.

4-Sembol
Kazıda bulduğumuz ortaya çıkardığımız, yüzleştiğimiz kendi gerçeklerimizi, anılarımızı, duygularımızı, hayallerimizi, idealarımızı bir takım sembollerle bağdaştırıyoruz, birbirine bağlıyoruz.

5-Sırlama
Acı gerçeğe dayanmak zorunda olmadığımızı anlıyoruz, onları sembollere, başka biçimlere dönüştürerek, sırlıyoruz. Başımızdan geçen bir olayı asla dile getiremeyeceğimiz bir hissiyatı, örtülü anlatı tekniğiyle ifşa edebiliyoruz. Ağzımızdan çıkan hakikat, bir kuş donunda ya da bir başka kılıktaki insan olabiliyor. Böylelikle masalın sunduğu o muazzam sonsuz özgürlük bahçesine giriyoruz. Çünkü burası mümkünâtlar alemi.

6-Karakter Yaratımı, Olay Akışı, Kurgu
Masalın ve dahi edebi metinlerin formüllerini göz önünde bulundurarak masalı görünür kılmaya çalışıyoruz. Kurgu dediğimiz matematiği gözünüzde büyütmeyin, gerçek hayattaki herhangi bir anıyı mercek altına alıp mikro baktığınızda gördüğünüz tüm aşamalar şayet masalınızda da varsa iyi bir kurgu yapmışsınız demektir. Zihin, içgüdüsel olarak bir kurgu makinesi gibi çalışıyor zaten, farklı parçaları birbirine bağlayarak kodlar yani dili oluşturuyor. Nitekim bu yüzden hiçbir kurgu gerçekten daha güçlü, etkili değil.

Bu başlığın altında aslında başka alt başlıklar açılıyor tabii. Dilersen bir masalın akış formülünü kısaca vereyim.

1-Zaman/zamansızlık belirtilir.
2-Yer/mekan belirlenir.
3-Karakter tanımlanır.
4-Karakterin biricikliği gösterilir.
5-Şu an içinde bulunduğu durum açıklanır.
6-Olay çıkar.
7-Haberci, ulak gelir.
8-Semboller görünür.
9-Önemli bir karşılaşma yaşanır.
10-Karakter yolculuğa çıkar. İç ya da dış yolculuk.
11-Yolda başkalarıyla karşılaşır.
12-Zorluklar, engeller başlar.
13- Erişim, zafer, yenilgi, tatmin, hüsran yaşanır.
14- Karakter değişir, dönüşür.
15-Sembollerin anlamı açıklanır.
16-Ana karakter bir huydan başka bir huya geçer.
Fiziksel ve ruhsal şartları değişir.
17-Sırlar açıklanır.
18-Kabul gerçekleşir.
19.Kıssadan hisse çıkarılır.

Masalları yazarak değil görerek tasarlıyorum. Tıpkı rüyaya yatar gibi, masala yatıyorum, trans tekniklerini kullanıyorum; bir çocuk gibi kendimi yerlere atıyorum, kendi etrafımda dönüyorum. Yavaş yavaş zaman içinde sahneler tamamlanıyor, görünür oluyor. Sonrasında paşa gönlüm isterse yazıyorum, istemezsem sadece şifahi olarak anlatarak sözlü kültüre emanet ediyorum. Bu benim deneyimim, heyecan duyanlar da deneyebilir J


-Etkileşimli bir kitap diyebiliriz. Size hikâyelerini ulaştıran okurlarınız oldu mu?
Atölyeme katılan herkesin masalını okuyup yorumluyor, rehberlik yapıyorum onlara. Okullarda da bu tür etkinlikler yapılıyor. Okul ziyaretlerimde paylaşıyorlar yazdıklarını.


-Hangi çocuk kitaplarını ve çocuk yazarlarını okuyorsunuz?

İlk sayfasını beğendiğim her şeye şans veririm J


-Yeni kitap projelerinizden bize bahseder misiniz?
Yetişkinler için yazdığım masal kitabım hazır. Bakalım hangi yayınevi ile yola çıkacak! Ayrıca büyük boy resimli kitaplar için metinler yazıyorum bir süredir. Elimde epey hikaye birikti, onlar da basılmayı bekliyor. Ve şu an üzerinde çalıştığım bir gençlik romanı var. Başıma taktığım şapkalardan biri de senaristlik olduğu için şu an zamanımın çoğunu senaryo projelerine harcıyorum ama hem çocuklar için yazmaya devam etmek hem de artık yetişkin edebiyatı alanında ürünler vermek istiyorum. Bakalım zaman ne gösterecek!