"Her türün kendine özgü bir tarzı var"

Tiyatro oyunu, müzikal dahil pek çok metin kaleme alan yazar Sevtap Çapan, "Yazmak dile kolaydır, sahnelenmeye ve oynanmaya yönelik yazmak ise bilgi ve birikimle kolaylaşır" diyor

-Kariyerinize baktığımızda sanatın birçok alanında bulunmuşsunuz ve hala devam ediyorsunuz.  Oyunculuk, yazarlık, genel sanat yönetmenliği ve seslendirme sanatçılığı gibi. Bunlardan size en çok hitap eden hangisi?

Uzmanlık alanım oyunculuk olmakla birlikte zaten bir oyuncunun aldığı eğitim ışığında yönelebileceği alanlardır, boy gösterdiğim diğer alanlar. Sadece oyunculuğun bana yetmediği noktada; yazmak, oyun yönetmek, sesimle varolmak ve bir tiyatronun genel sanat vizyonunu oluşturup şekillendirmek durumum sanata dair kendi sözümü söyleme ihtiyacıyla ortaya çıktı. Eğitimim ve otuz yıla yakın sanat insanı olma tecrübem dolayısıyla oyunculukla birlikte hepsinde aynı derecede uzmanım ve her birinden çok keyif alıyorum.    

-Yazarlık hayatınızda 2 deneme kitabınız bunlar “Kadınım Ulan” , “Eriveç Erive” ve 2 tiyatro oyununuz “ Peri Kız Müzikali”, “Memed” bulunuyor. Sizce hangi türü yazmak daha zor?

Hiç böyle düşünmedim. Ben bir şeye başlarken “zor” olduğunu düşünerek başlamam ve eğer bir zorlukla karşılaşırsam da kolaylıkla nasıl çözüleceğiyle ilgilenirim hemen. Kabul ediyorum ki farklı türlerde kitap yazmak her yazarın yapabileceği bir şey değil… Her türün kendine özgü bir tarzı, yaklaşımı, anlatım dili, yazım ve teknik kuralları v.s var. Tüm bu gerekli donanıma sahip olmakla birlikte düşüncemin akışkan çeşitliliği ile hayal gücümün yüksekliği beni değişik kitap türlerinde yazmaya yöneltti. Şöyle söyleyeyim; tiyatro metinleri dahi kendi içinde, yazmayı seçtiğiniz oyun türüne göre değişiklik arz eder. Keza benim yazdıklarımdan biri müzikal, bir katmanı da çocuklara yönelik bir müzikal türü olmasıdır; diğeri ise hem dram hem gerçek bir hikâyeden kurgu hem de tarihi bir dönemi içeriyor. Dolayısıyla yazan kişinin hayata, edebiyata, sanata bakışı ve bilgi düzeyi neticesinde, türler arasındaki fark, herhangi bir zorluk yaratmaz bana göre ya da ben zorlanmıyorum. 

-Yazdığınız “Peri Kız Müzikali” oyunu İBBŞT’deprömiyerini yapmış. Yazdığınız bir eseri sahnede izlemek nasıl bir duygu?

Bu harikulade bir duygu! Peri Kız Müzikali benim için çok özel bir çalışma, bence Türk Çocuk Tiyatrosu gelişimi adına da çok anlamlı bir noktada duruyor. Yazdığım müzikal türündeki bu çocuk oyunu, ülkemizdeki çocuk tiyatrosu yaklaşımına yeni bir soluk olarak tasarladığım bir metindir; o yüzden yönetmenliğini de kendim üstlenmek istedim. Kostüm, dekor, ışık, müzik ve oyunculuk anlamında yeni bir bakış sunma riskini göze aldım. Yaş skalasını 7 yaş ve üzeri olarak bilinçli bir tercihle belirledim. Çocuklara çocuk muamelesi yapmak yerine onları, birey olarak değerli kılmak istedim. 18 şarkıdan oluşan bu müzikali seyircilerle; çocuklar, ebeveynler ve öğretmenlerle birlikte seyirci koltuğunda seyrederken tam da planladığım gibi büyüklerin de birinci dakikadan itibaren telefonlarını ellerinden bırakıp sessizce oyunu sonuna kadar seyrettiklerine şahitlik etmek beni çok mutlu etti. Tarifi biraz zor bir duygu aslında, çok çok heyecan verici…    

-Edebi yönünüzü beslemek için hangi yazarları okursunuz? Eserlerinizi yazarken bugüne kadar kimlerden etkilendiniz bahseder misiniz?

Aslında benim kitap okumadaki amacım edebi ya da yazarlık yönümü beslemek için değildir. Kendimi her yönden beslemek niyetiyle ya da sadece keyifli ve kaliteli zaman geçirmek düşüncesiyledir. O sebeple ilgimi çeken her tür kitabı ve yazarı okuyorum. Mesleğim gereği tiyatro metinleri, yerli ve yabancı yazar fark etmeden okumamın yanında; polisiye roman okumayı severim, mitoloji kitapları, felsefe kitapları, fantastik kitaplar, şiir kitapları ve kişisel gelişim kitapları ve bu alanlarda yazan yazarlar ilgimi çekiyor. Oyunculuğumda herhangi bir oyuncudan etkilenmediğim gibi yazarlığımda da herhangi bir yazardan etkilendiğimi sanmıyorum. Zaten yazım dilim,  anlatı biçimim ve dikkat çekmeye çalıştığım konu içerikleri ve işlenişleriyle benim kitaplarımda, başka bir yazarın etkisinin görüleceğini pek sanmam. Bunun yanında, elbette, bugüne kadar okuduğum tüm kitaplar ve yazarlar yazım üslubumun gelişimine bir şekilde katkı sunmuştur.

-Tiyatro oyunu yazmak isteyenlere ne gibi önerileriniz olur?

“Tiyatro nedir?” öncelikle bu konuda ciddi bir bilgi sahibi olmalarını öneririm.  Tiyatro metinlerinin yazım teknikleri farklıdır. Ana tema belirleme, yan temalar oluşturma, olay örgüsünü kurgulama, kişileri ve isimleri ve sayısını belirleme, diğer karakterlerle ilişkilendirme; mekân yaratımı, tarzı, türü, süresi, perde ve sahne bölümlemeleri vd. bilinmesi gereken çok şey var. Devinimler parantez içine alınır mesela… Diyaloglara geçildiğinde eğer bir karakterin özel durumuna yönelik bir devinim, duygu v.s belirtilecekse o karakterin replik önüne ya da repliklerinin ortasına parantez açılır ve daha pek çok detay var. Bana, okumam için gönderilen birkaç oyun metninde eksikliklere rastladım, rastlıyorum. Evet, yazmak niyeti iyidir ama kişi ilgilendiği yazı türünün tüm inceliklerini öğrenmeli ve ana dilinin yazım kurallarına uygunlukla kaleme almalıdır yazacağı şeyi… “Şeyi…” dedim çünkü bir “Eser,” diyebilmemiz için bile belli özellikler taşımalıdır yazılan metinler, yazılar… Hatta tiyatro oyunlarının provalarına katılıp gözlem yapmalarını, sahne gerçekliğiyle tiyatro metni arasındaki farkları ya da bağı kavramaya çalışmalıdırlar. “Yazmak” dile kolaydır, sahnelenmeye ve oynanmaya yönelik yazmak ise bilgi ve birikimle kolaylaşır.  

-Şimdi neler yapıyorsunuz? Gelecek projelerinizden bize bahseder misiniz?

Şu anda kendi tiyatrom olan Profesyonel Artı Sonsuz (Tiyatro P.A.S) ‘ın Genel Sanat Yönetmenliğini üstlenmiş bulunmaktayım; aynı zamanda P.A.S’ ın oyuncusu olarak sahne hayatıma devam etmekteyim. Ben Serisi Kurtuluş üst başlıklı, tek kişilik performanslardan oluşan, seri oyunlarımızın ilki olan Ben Kara Fatma adlı oyunda Kurtuluş Savaşı kahramanımız Fatma Seher Erden’in hayatını canlandırıyorum. 2022 – 2023 sezonu için yeni çocuk oyunumuz Lider Masi – Kahraman Yemini adlı oyunumuzun hem yazarlığını hem yönetmenliğini üstlendim; bu tazecik çocuk oyunumuz da sahneleniyor. Tabii hem köşe yazarı olarak hem de kitaplarım olarak yazmaya devam ediyorum ve seslendirme de yapıyorum.

Gelecek proje planlamalarımız arasında varolanları sürdürmek ve yeni oyun tarzlarına yönelik oyunlar sahnelemek var diyebilirim. Bir komedi oyunu ve bir çocuk oyunu daha düşünüyoruz. Yeni kitaplar yazmaya da devam elbette…

- İleride bir roman yazmayı düşünüyor musunuz?

Evet, hatta şu an bir çocuk romanı yazmaktayım; bitirmek üzere olduğumu söyleyebilirim. Biraz demlenmeye bıraktım çünkü yazmaya ara verip tekrar dönünce, yazdıklarıma dair daha sağlıklı bir değerlendirme yapabildiğime inanıyorum.  İlerleyen süreçte büyüklere yönelik olarak da bir roman yazma fikrim var. Konusu, tasarımı hazır; bunun için heyecanlıyım şimdiden ama yazmayı hafife almamak gerektiğini biliyorum ve süreci kaliteli geçirmek istiyorum.

Bu güzel sohbetimiz için teşekkür ediyorum.