Reklam

Servet-i Fünuncuların Yeşil Yurt özlemi 

Edebiyat tarihini anlamanın yolu dönemin koşullarını da bilmekten geçiyor kuşkusuz. Edebiyat tarihimizin en önemli aktörlerinden Servet-i Fünuncuların da Yeşil Yurt özlemi o dönemin şartlarından bağımsız değildi elbette

Servet-i Fünuncuların Yeşil Yurt özlemi 
08 Nisan 2021 - 13:53
Rıfat Kırcı 

Günümüzde insanlar kentlerden kaçıp doğaya gitmek istiyor. Bundan 130 sene kadar önce de bu arzuyu yaşayan insanlar vardı. En güzel örneklerinden birisi de Servet-i Fünun topluluğunun Yeşil Yurt adını verdikleri hayalleriydi. Gerçekleşmedi.

Yeşil Yurt özlemi neydi?
Peki neydi bu Servet-i Fünuncuların Yeşil Yurt özlemi? Çöküş döneminde olan Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı II. Abdülhamid, 1878’de meclisi kapatarak hakimiyetini güçlendirdi. Bu padişah 30 sene boyunca baskıcı politikalarla halkı, aydınları sindirerek saltanatını korudu. Aydınlar eleştiride bulunamıyor, edebiyatçılar kalemlerini rahatça kullanmıyor; sürgünler, cezalar, sansürlerle tüm ülke bir karabasan yaşıyordu. İstibdâd adı verilen bu dönemin sanatçıları Servet-i Fünuncular da özgürlüklerinin gasp edilmesinin acısını çekiyorlardı. Haliyle yıkılmakta olan devleti görüp hiçbir şey yapamamanın getirdiği mutsuzlukla kötü sonu kabulleniyorlardı. 

Serveti Fünuncuların hayalleri
Özgürce eyleme geçemeyen, yazamayan, eleştiremeyen hatta konuşamayan bu grup içe dönük, gerçeklerden kaçan ve daha bireyci bir edebiyata yöneldi. Bir de baskılardan kaçmanın hayalleri içerisine düştüler. Böylece kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda istibdâd’dan yakınırken bir yandan da İstanbul’dan göç etme fikri doğdu. Fikir ortaya çıksa da aralarında Hüseyin Cahit Yalçın, Halid Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Kâzım Kadri, Mehmed Rauf ve Tevfik Fikret gibi edebiyatçıların olduğu bu grup nereye, nasıl, hangi olanaklarla gideceğini bilemiyordu. Prof. Dr. Rahim Tarım’ın Servet-i Fünun Edebi Topluluğunun Yeşil Yurt Özlemi başlıklı makalesine göre bu planlama işi Tevfik Fikret tarafından Mehmet Rauf’a verildi. Rauf ise İngilizce de bilen bir Mekteb-i Bahriye mezunu olarak bir İngiliz gemi süvarisi arkadaşı Kaptan Bain ile görüştü. Bu görüşmenin ardından Yeni Zelanda adında bir yer olduğunu keşfeden grup hazırlıklara da başladı. Böylece Servet-i Fünun edebiyatçıları hedefleri oldukça yüksekten kurarak sadece İstanbul’u değil ülkeyi terk etmenin planlarını yaptı. Grup içerisinde Yeni Zelanda hayalleri kurulsa da oraya nasıl gidileceği, nasıl bir kaynak yaratılacağı konusunda ekip koordine olamadı. Ekonomik olarak da yetersiz kaldılar. Bu kendi aralarında tartışmalara da neden oldu elbette. Ancak Yeni Zelanda hayalini kendileri de artık ütopik bulmuş olacaklar ki ardından Manisa’ya yerleşme planlarına giriştiler. Manisa’da Sarıçam Köyü’nde Hüseyin Kâzım Kadri’nin arsası olması bu yeni planın omurgasını oluşturdu. Böylece burada bir köşk yapmayı ve birlikte yaşamayı düşlediler. Daha gerçekçi görünen bu hayal ise kişisel gerilimlerden ya da hayalin gerçekleşeceğine karşı inançsızlıklarından dolayı gerçekleşmedi. Böylece Manisa girişiminin de başarısız olmasıyla Yeşil Yurt defteri kapatıldı. Kısa süre sonra ise Tevfik Fikret İstanbul Sarıyer’de kentten izole şekilde yaptırdığı ve Aşiyan adını verdiği köşke çekildi. Burada şiirler yazdı. Edebi üretimine devam etti. Aklımızda en çok yer eden şiiri Sis’i de burada yazdı.