Reklam

Nobel Edebiyat Ödülleri'nin şiirle kurduğu ilişki

Nobel Edebiyat Ödülleri'nin şiirle kurduğu ilişki
06 Ocak 2021 - 15:17
Rıfat Kırcı

Bu sene Nobel Edebiyat Ödülü’nü Amerikalı kadın şair Louise Glück kazandı. Gerekçe olarak “Sade güzelliği ile bireysel varoluşu evrensel kılan kusursuz şiirsel sesi” gösterildi. Türkiye’de çok da konuşulmayan bu şair 1943 New York doğumlu ve bilimsel bir örgüt olan Amerikan Felsefe Topluluğu üyesi. Glück aynı zamanda 1993 Pulitzer ve daha pek çok ödülün de sahibi. Ne yazık ki Glück’un kitaplarının Türkçe baskısını bulmak pek mümkün değil. Yapı Kredi Yayınları ‘Louise Glück Seçme Şiirler’ isimli bir çeviri yayımlamış olsa da yeni baskısı yapılmamış. Belki sahaflarda ya da internet kitapçılarında bulunabilir. Türkçe edebiyatta şiirin ağırlığı azaldı. Yeni çıkan Türkçe kitaplara baktığımızda öykü ve romanın ağırlı- ğına bakarak böyle bir iddia bulunmak mümkün olabilir. Bu ciddi bir tartışma konusu. Ancak bu yazıda daha çok Nobel Edebiyat Ödülleri ve kazanan şairler üzerinden bir fkir yürütülecek. Belki de şiiri hayatına yeterince dahil etmemiş bir okurun ilgisini uyandırabiliriz. Nitekim Nobel büyük bir referans ve azımsanamayacak sayıda şair bu ödülün sahibi. Nobel Ödülleri’ni kısaca hatırlatalım. Bu ödül ismini günümüzde tabanca, füze gibi patlayıcı silahlarda kullanılan çeşitli barutların ve dinamitin yaratıcısı olarak bilinen İsveçli kimyager Alfred Nobel’den alıyor. Ödül her yıl Nobel’in vasiyeti üzerine tıp ya da fizyoloji, fizik, kimya, barış ve edebiyat alanında (1968’de ekonomi de eklenmiştir) veriliyor. Kazanan isimlere Nobel Vakfı tarafından yüklü miktarda para ödülleri verilirken, her bir dal için farklı kurumların belirlediği se- çici kurul görev alıyor. Edebiyat Ödülleri’nin kazanını belirleyen seçici kurulu ise İsveç Akademisi oluşturuyor. Nobel Edebiyat Ödülü ilk kez 1901 yılında verilirken kazanan Fransız şair Sully Prodhomme oldu. Jüri ödülü Prodhomme’a verme gerekçesini şöyle açıkladı: “Çok nadir bulunan zekâ ve duygusallığın kaliteli kombinasyonu, artistik mükemmelliği ve yüksek idealizmin kanıtları bulunan kendine has şiirsel kompozisyonu nedeniyle.” Sonraki ödülleri de şairler peş peşe almaya devam etti. Öyle ki ilk 10 yıl ödüllerin yarısını şairler aldı geriye kalanı ise tarihçiler, oyun yazarları ve romancılar paylaşmak durumunda kaldı. Nobel Ödülleri’ne uzunca bir süre daha şairler damga vurmaya devam etti. Nitekim günümüzde hâlâ tüm dünyada ilgiyle okunan İngiliz şair T. S. Eliot’a 1948’de ödül verilirken gerekçe şu şekilde belirlendi: “Günümüz şiiri için öncü ve seçkin katkıları için.” Türkçe çevirileri oldukça ilgi gören bir diğer şair Yunanistan’dan Odysseas Elytis ise 1979 ödülünün sahibi oldu. Ancak en dikkat çeken ve konuşulan sene 2016 oldu. Çünkü romanları, şiirleri ya da öyküleriyle değil de daha çok müziğiyle tanıdığımız bir isim Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olarak belirlendi; Bob Dylan. Amerikalı müzisyen Bob Dylan’a bu ödül Amerikan müziğine yeni bir şiirsel ifade kattığı için verildi. 2020 ödülünü kazanan şair Glück hakkında yeterince bilgiye sahip olmasak da belki de Nobel yeni bir kapı aralayabilir. Belki keşfedemediğimiz ve çok seveceğimiz bir şairle tanışma fırsatı doğurmuştur bu ödül. Belki bir yayınevi çıkar ve “Biz Glück kitaplarını çevirdik” deyiverir. 

Bu yazı Edebiyat Atölyesi Dergisi'nin kış sayısında yer almıştır.