Reklam

Her harf bir şiirdir

Şair-Yazar Haydar Ergülen'in Harf Şiirleri projesinden baharsayımızda yer alan seçkiyi sizlerle paylaşıyoruz...

Her harf bir şiirdir
19 Nisan 2021 - 12:12
Her harf bir şiir, her şair de biraz hurufidir. Harflere şiir yazmak yeni değildir, adettendir, Gerçeküstücülerden İkinci Yenilere, şiirin o en küçük ama olmazsa olmaz birimine bir saygı duruşu, bir sevgi geleneğidir. Şiirin de hem geçmişi hem geleceğidir. Bugünün şiir öğrencilerinden alfabeye küçük bir katkı. 
Haydar Ergülen

Adı Sonbahar
Sağımda sen, solumda sen
Saksıda pembesi düşen sardunya
Mevsimlerden hüznü bahar
Sen hazan de, ben hayat.

Mevsimin rengi turunç
Kokusu tarçın
Tadı elmadan kurabiye
Sen umut de, ben hayat.

Kuşlar göç yolunda
Gök maviye kavuşmuş,
Rüzgâr rast makamında
Toprağın yağmurla aşkı hayat.

Sen son de, ben şiir
Sahafın tozlu raflarında
Sessizce bekleyen hayat.
Mezide YILMAZ

Hayatın ‘S’ Hali
Sığındığım kelimelerim var benim,
Arkamı rahatça yasladığım
Ağzımdan dolu dolu çıkan
Kalemimden akıp giden kelimeler!
Her biri aynı harfle başlar.
Her biri aynı hazla yazılır.
Biri ‘sevgi’dir;
Bir diğeri ‘saygı’
‘sonsuzluk’un yeri ise apayrı!
Herkes için önemlidir ‘sadakat’
ve ‘sabır’ olmazsa olmazıdır yaşamın.
Her biri hayatın içinden!
Her biri tek başına devrim!
Harflerin en başına buyruğudur ‘S’
Yalnız uçan kuşlar kadar özgür,
Bağımsızlığını ilan eden milletler kadar cesur!
Kendisinden başkasına yaslanmayanlar kadar güçlü,
Eğilip bükülmeden hayatta kalandır ‘S’
Elif Kılıç

Ö’lgün
Ödünç öykümüzdü hayat, hoyratça yaşadık,
Dağlara yazdık da sevdamızı, kalplere çok gördük…
Gülüşümüz dar geldi gamzemizin çukuruna,
Barışı, bir kuşun kanadında öldürdük…

Perde indirdik, kör oldu aydınlık,
Umarsız umutlara sarıldık hep boşuna…
Etrafımız örülü, ruhumuz firari,
Düşüncelerimizi attılar demirler ardına…

Öfkemize yenildi insanlığımız,
Severiz de güzelleşir diye dünya, korktuk…
Bir kadının öbek öbek sevinçlerini,
Bir sokak ortasında, yüzünde dondurduk…
Nuran Uzun Turan

Bir Harften Şiir Tuttum
Güzel olan her şey B harfiyle başlıyor.
Bulutlar mesela, öyle değil mi?
Barış, hükümlerin en mükemmeli.
Belkıs koyun kızınızın adını

Kalbimin hükümdarı,
Yaşam sanatının usta öğreticisi
İyiliği bulaşıcı bir şeydi.
Bende olan ne varsa
Ne varsa bana kalan
İlmek ilmek işledi.
Adıyla müsemma bir efsaneydi

En sevdiğim sesleniştir; babaanne
Hikâyemin öznesi,
Hem baba hem anne yani.

Bir harften şiir tuttum
Şiir bir harf tutturdu
İçime iyi geldi.
Arzu Armağan Akkanatlı

A’nahtar
âdem havva’ya yazıldı
elma ağaca
günah deftere
o tatlı lokmadayım

iki, bir’ oldu
kenetlendi ruhların perdesi
bir’den bin doldu hayat’
sofradayım

koyu yeşil bir denizde
bir çift ürkek göz
göğe saçılan kırmızı
yankıdayım

adı şanlı bir beden uykuda
rüyaları yıldız
dallarımda sonsuz dua
öylece durmaktayım

geceleri asılıyım gökte
sağım solum
koyu gölge
hüzündeki aydınlığım

bir çemberle sarıldım
kim bilir kaç an’dım
yel vurdu
yanmaktayım

kapı duvar
deniz eşikte
aç beni
elindeki A’nahtarım
senem çetinkaya

A İle başlayan
Yaz gelip okullar kapandığında başlardı
Kütüphanedeki mevsimlik işçiliğim.

Uzun bir yazın sıcaklığında sığındığım
Küçük salondaki o bilge sessizlik.
Kalın duvarların serinliğinde
ince ışık şenliği,
kitap kokusu,
kütüphane memuru
bir de çocukluğum…

A harfinde başlardı yaz
Birinci bölüm en üst raf ilk kitap.
Harfler, sözcükler cümleler.
Kahramanı ben olan o bitmeyen yolculuklar.

Hatırı kalmazdı hiçbir kitabın
Kalmazdı ya
Z’ye gelemeden biterdi mevsimlik işçiliğim
o yüzden midir bilemem
hâlâ bana küs bakmakta bazı harfler
Bahar Güneli

K
Filmlerde olur öyle sevmek
Bir cumartesi sevinir annen
Sesini soyar, öyle ısırırsın türküyü
Mağrur ama kavgalı
Mevsimidir, kanadın düşer yaprağa
Pencerede bir düş örer, bir düşe eğilirsin
Radyoda bir türkü çalar, bir bakış düşürürsün kara
Uzağa ve sevdadandır.

Yine de kırılır dal
Göçtüğü yerden kuşa
Begüm Şahbudak

Öz Ağır, Söz Sağır!
Karıldı harfler kara bir geceye.
Sesin yankısı mağara duvarı.
Kazıldı dağın beş parmağına,
Havanın ve suyun buğudan yazgısı.
    ‘Harf nedir ki,
    Üzüm bağının dikenden duvarı.
    Harfi, sesi, sözü birbirine vurup
    Parçaladı Mevlana.
    Konuştu bu üçü olmadan da.’*
Eğri büğrü solucanlar,
Hangi elekten geçer, yaşananlar?
Dünden ne kaldıysa geriye,
önünde durur ömür diye.
    Büyük G ağır, girdabı derin
    Döner baht, hafifler boşluk.
    Sesin dokusu, çiviler gözü.
    Dalgayı hep içe sarar bu ‘’e’’ler.
Kurtçuk yuvası, adem elması
Sırtım kambur, elimde başım
Çatlayan nara açılır gözüm.
Kızıl ufkumda süzülür çayım.
Türkan Gezici
*Mesnevi, MEVLANA


Şşşş..!
Susmuyor gönlüm
Dinlemiyor aklım
Hepsi bir ağızdan…
“- Dur “ desin biri

Sessizlik sesim olsun
Huzur yerimin adı
Derin derin dalayım
“-Çık “ desin biri

Sen kendime getiren,
Silkeleyen
Silkinen
“-Şşş ..” desin biri

Sır sende saklanır
Ses sende son bulur
Bir çıktın mı meydana
Akan sular durulur
Tek bir harf neylesin?
Konuş konuş dinlesin..
Çıngırak taktın mı S ‘ nin altına Şşş..!
Dinlemeyen kalmasın.
Seda Apaydın