Reklam

Ölüme Beş Kala

Ölüme Beş Kala
11 Nisan 2022 - 10:15
Ölüme beş kala…
Kanlı bir yangını söndürüyorum!
Yolcular gelip geçiyor acı suyumdan
Bardak bardak doldurup kısrak omuzlarını içiyorum
Zemzem akıyor göğsümün ortasından
Kristal bir avizeyi yapboz niyetine harmanlıyorum
Kol kesiğime bastırıyorum çiçek gözlü kızları
Yaram derindir doktor, alsana şu canımı!
İplik iplik ördüm bir halıyı dokur gibi gözyaşımı
Ölüme beş kala seyre daldım mavi papatyaları
Asırlık bir kazıdan çıkardım porselen kanatlarını
Beyaz bir çarşaf örttüm kalan pamuk tüylerine
Uzaklaştırdım yanından iblis bakışlarını!
Ve yeniden yeniden doğdum bir sultanın tahtında
Çıkrığıma seni koyup aştım dağları
Asfalta dökülmüş bir saatin tik taklarında
Bir tabloyu çizer gibi çizdim bakışlarını
Saatler eridi suda, çakıl taşı oldu akrep ve yelkovan
Ölüme beş kala…
Adsız bir ülkenin karanlık evlerinde
Ki onlar ki lambasız, köhne, ateşten birer put gibidirler!
Ki onlar çiçeksiz bahar, dalgasız deniz, bahtsız derviş
Elleri parçalanmış, yevmiyesi yatmamış yoksul gibidirler!
Tam işte orada
Kuşandım hilkat şarabını
Yok hiçbir şey yok!
Varlığın, yokluğun zerre külliyatı!
Ölüme beş kala…
Ne yaşamak dinler bu yürek, ne kehribar kokusu
Ne bir kadın yontusu!
Ah, hiçlik
Divane hiçlik…
Ölüme beş kala yokla canımı
Ki zaten on senesi
Uykuma gelir sesi
Ölüme beş kaladır sudaki kurdelesi!